Covid-19'u yenen şoför: "Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi"

Antalya’da, 13 günlük yoğun bakım tedavisinin ardından Covid-19’u yenen ve hastanede tedavisi devam eden 47 yaşındaki şehiriçi yolcu otobüsü şoförü Soner Çalışkan, "Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi, kimse bu durumu hafife almasın" dedi.

Covid-19'u yenen şoför:

Antalya'da, 13 günlük yoğun bakım tedavisinin ardından Covid-19'u yenen ve hastanede tedavisi devam eden 47 yaşındaki şehiriçi yolcu otobüsü şoförü Soner Çalışkan, "Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi, kimse bu durumu hafife almasın" dedi.

 

Antalya'da yaşayan 25 yıllık şehiriçi toplu ulaşım otobüs şoförü Soner Çalışkan, geçtiğimiz 12 Eylül günü akşam saatlerinde sefer dönüşü evine giderken rahatsızlandı. Ertesi sabah kendisinde yeni tip korona virüs (Covid-19) belirtileri olmasından şüphelenen Çalışkan, gerekli önlemlerini alıp kendi imkanlarıyla Kepez Devlet Hastanesine başvurdu. Burada Soner Çalışkan'ın testi pozitif çıktı ve serviste tedavisine başlandı. Hiçbir sağlık sorunu olmayan Çalışkan'ın durumu 4 gün sonra ağırlaşınca hemen yoğun bakıma alındı. Yaklaşık iki hafta yoğun bakımda kalan Çalışkan, sağlığına kavuştu ve normal servise alındı. Testi negatif çıkan Çalışkan'ın tedavisine normal serviste devam edilirken, taburcu edileceği günü bekliyor.

 

Evli ve 2 çocuk babası Soner Çalışkan ise yaşadıklarını duygulu bir şekilde anlattı.

 

12 Eylül'de ateş, boğaz ağrısı, öksürüğünün olması üzerine ertesi gün hastaneye başvurduğunu dile getiren Çalışkan, “Kesik kesik nefes alıyordum. Covid-19'a yakalandığımı anlamıştım. Ertesi sabah hastaneye başvurdum ve hemen yatırıldım. Biraz kilom vardı, bir hafta yemek yiyemedim. Yoğun bakıma alındım. 13 gün yoğun bakımda kaldım. Allah bin kere razı olsun 4. yoğun bakım ünitesi çalışanlarına hepsine teşekkür ediyorum” diye konuştu.


 

"Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi"

 

13 günlük yoğun bakım sürecinin ardından Covid-19'u yendiğini ve negatif olduğunu anlatan Çalışkan, "Allah sağlık ekibinden razı olsun. Çok ilgilendiler. İlk yoğun bakıma girdiğimde utandım. Biz Yozgatlıyız, Anadolu çocuğuyuz, biz utanırız. Anadan üryan soydular, utandım, elimle etrafımı kapatmaya çalıştım. O evlatlarım bana, 'Amca biz senin evlatlarınınız, utanacak bir şey yok' dediler. Bu samimiyeti verince bana, 'Ben bunu yeneceğim' dedim. Bir hafta sonra çark döndü. Makineye bağlı kaldım, zorluk yaşadım. Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi” ifadelerine yer verdi.


 

"Vebali büyük"

 

Otobüste hijyen ve diğer kurallara dikkat etmesine rağmen virüsün nasıl bulaştığına anlam veremediğinin altını çizen Soner Çalışkan, “Nasıl olduysa gene de bulaştı. Otobüse günlük 500 kişi inip biniyor. Covid-19'a yakalandığını hissedenler ne olur sağlık kuruluşlarına gitsinler. Kimseye bulaştırmasınlar. Bunun vebali büyük. 1 aydır hastanedeyim, işimden kaldım, tedavim sürüyor. Niye, nefes alamıyorum, oksijenim düşüyor. Hala virüsün etkileri var” dedi.

 

Çalışkan, taburcu olduktan sonra tek değil çift maske takacağını belirtti.


 

"Hafife almasınlar"

 

Otobüste çoğu yolcuyla maske tartışması yaşadığını anımsatan Soner Çalışkan, “Yolcu binerken maskeyi takıyor, içeride maskeyi küt diye indiriyor. Bütün yolcuları takip edemiyoruz. Vatandaşlarımız, bu işi hafife almasınlar. Hafife alınacak bir durum değil. Temizliğe, maske ve mesafeye lütfen uysunlar. Kendini düşünmüyorsa başkalarına bulaştıracağını düşünsün. Ailesine bulaştıracağını düşünsün, kendine ne yakışıyorsa onu yapsın. Bana sebep olan, bulaştıran kişinin vicdanı rahat mı acaba? Gitseydi tedavisini olsaydı bana bulaştırmayacaktı. Ben geldim aileme bulaştırdım. Ben burada yoğun bakımda yatarken ailem evde pozitifti, 14 gün karantinadaydılar. Benim aklım çıktı. Buna sebep olan kim, bana bulaştıran. Ben nasıl gelip hastaneye yattıysam, şüphelenen gelsin hastaneye başvursun. Kimseye sebep, vebal olmasınlar” diye konuştu.